Geleneksel Konutların Korumasında Afet Kararlarının Etkisi: Kapadokya Örneği
Kapadokya, sahip olduğu peribacaları, doğal oluşumlar ve geleneksel yaşamın izlerini yansıtan konutlar ve onların oluşturduğu yerleşim dokuları ile ilk defa 1976 yılında korunması gereken bir alan olarak tescillenmiş,1985 yılında Dünya Miras Alanı ve 1986 yılında Milli Park ilan edilmiştir. Bölgenin bu derece koruma altına alınmasını sağlayan, peribacaları ve diğer kayaç formasyonlarının oluşmasını olanaklı kılan tüflü jeolojik yapıdır. Bu yapı, bölgeye özgü bir kaya oyma konut tipolojisinin oluşmasına imkân vermiş; aynı zamanda kaya oyma ve yığma taş konutların inşasında geleneksel mimariye malzeme teminini de olanaklı kıldığından, büyük oranda bugünkü geleneksel yerleşim dokularının ortaya çıkmasını sağlamıştır. Geleneksel konut dokusunu oluşturan tüflü jeolojik katman, zamanla aşınarak yerleşimlerde afet olaylarının yaşanmasına neden olmuştur. 1960’lardan itibaren Kapadokya yerleşimlerinde sıklıkla kaya düşmesi ve mağara çökmesi gibi olaylar yaşanmış ve bu olaylar sonrasında gerekli görülen yerlerde afete maruz bölge kararı alınarak, konutlarda yaşayanlar başka alanlara nakledilmiştir. Alınan bu kararlar sonrasında geleneksel konutlar uzunca bir süre kentsel doku içinde terk edilmiş halde varlıklarını sürdürmüştür. 1990’lar itibariyle daha önce alınmış afet kararları çeşitli yöntemlerle aşılmaya başlanmış ve söz konusu konutların el değiştirmeleri olanaklı hale gelmiştir. Böylelikle afet dolayısıyla terk edilmiş birçok konutun 1990’lar itibariyle turizm tesisine dönüştürülmesi süreci başlamıştır. Bu çalışmada, Kapadokya özelinde meydana gelen, kaya düşmesi ve mağara çökmesi gibi afet olaylarının geleneksel yerleşim alanlarında ortaya çıkardığı koruma sorunları, mimari miras bağlamında incelenmiştir. Geleneksel konutlardaki geleneksel yaşamın kültürel ve fiziksel izlerinin, afet kararlarının yol açtığı dönüşüm sürecinden nasıl etkilendiği değerlendirilmiştir. |