Üniversite- Kent Etkileşiminde Melez “Üçüncü Mekan” Kavramı Doğrultusunda “Rizomatik Kampüs Yerleşim Sistemi Modeli” Önerisi
İçinde yaşadığımız kentsel doku ve inşa ettiğimiz yapılı çevre insan davranışlarını ve sosyal etkileşimi doğrudan etkilemektedir. Kentsel mekânın niteliği insan eylemlerini yönlendirmekte ve sosyal ilişkilerin kurulmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Kentsel dokunun bir parçası olan üniversite kampüsleri mekânsal büyüklükleri, kent içerisindeki konumları ile kentsel yaşamın bir parçasını oluşturur. İzole ve dışa dönük birimleri ile çeşitli idari veya politik kararların uygulandığı yerleşim sistemleri olarak hizmet veren kampüslerin kent ile mekânsal, sosyal ve kültürel açıdan entegrasyon problemi bulunmaktadır. Üniversite-kent etkileşimi göz önüne alındığında yeni yerleşke sistemlerinin geliştirilmesine ihtiyaç vardır. Ortaçağ döneminde kilise himayesinde, içedönük yapılar olarak kentte konumlanan ve sonrasında dönüştürülen veya yeniden yapılan, kent içerisinde bağımsız idari ve akademik birimler olarak hizmet veren kent üniversiteleri mekânsal genişleme imkanı bulamamakta, 1933 CIAM kongresinde kent dışında konumlanmaları karar verilen üniversite kentleri, kentin sosyal ve kültürel mekanizmasından izole alanlar olarak varlığını sürdürmekte, Türkiye’de özellikle büyük şehirlerin çeşitli noktalarında konumlanan kent içi kampüsler ise yoğun kentleşme baskısı altında sınırlarını korumaya çalışmakta ancak yeni ihtiyaçlara cevap vermekte zorlanmaktadır. Üç kampüs modelinden farklı olarak, bulunduğu kentsel çevrenin veya mahallenin yerel dokusu, fiziksel, sosyal, kültürel yapısı ile diyalog kurmayı hedefleyen, global ve yerel dinamikleri ile yeni ortaklıklar kurmayı amaçlayan melez üçüncü mekanlardan oluşan rizomatik kampüs yerleşim sistemi modeli olarak tanımlanan yeni bir mekânsal etkileşim sistemi geliştirilmiştir. Bu kampüs modeli mekânsal, sosyal, kültürel, akademik açıdan yeni fırsatlar yaratarak geçirgen, yarı- geçirgen- geçirimsiz mekan örgütlenmesi ile çoklu mekânsal kullanımlara olanak verirken aynı zamanda yerel ve global aktörlerin bir arada olduğu, mevcut üniversite- kent iletişimini sorgulayan yeni bir etkileşim ve paylaşım sistemi yaratmayı önerir. |