Kriz ve Mekân: Kazanın Dönüştürücü Potansiyelleri Üzerine Bir İnceleme

 

Araştırma, mimarlık pratiği içinde krizin mekânsal ve atmosferik boyutlarını inceleyerek, kaza anlatısının mekân üzerindeki etkilerini temsil aracılığıyla yeniden düşünmektedir. Araştırma kapsamında, mimarlığın çok boyutlu yapısı, çelişkili ilişkileri ve politik dili üzerinden şekillenen mekân kavramı ele alır. Bu çerçevede, kazaların yarattığı fiziksel ve atmosferik durumların, mekânın görünmeyen boyutlarındaki ilişkileri nasıl sunduğuna dair açılımlar hedeflenmektedir. Bu makale, kriz anlarında ortaya çıkan kaotik yapıların mekânsal deneyim üzerindeki etkilerini ele alan bir araştırma süreci olan doktora tez çalışmasına dayanmaktadır. Araştırma, krizli durumların bilinmeyen ve temsil edilemez olanla ilişki kurarak yeni bir kavramsal alan sunduğunu öne sürer. Kazanın, mimarlığın temsili ve mekânsal pratikler üzerindeki etkilerini sorgulayan çalışma, “tekinsiz mekân” ve “mekânsal belirsizlik” kavramlarına atıf yaparak, çarpışma anlarında yapının kazandığı dinamik ve tesadüfi ilişkileri deşifre eder. Kazanın mekânsal pratiklerdeki rolünü yeni bir bakış içinde ortaya seren araştırma, mimarlık ile görünmeyenin temsili arasında yeni tartışmalar açar. Sonuç olarak çalışma temsili süreçlerin, modern mimarlığın ürettiği imgeler üzerinde nasıl yeniden yorumlanabileceğini ve mimarlık ile kriz arasındaki ilişkileri nasıl dönüştürebileceğini tartışmaktadır. Araştırma sonuç olarak, mekânsal karşıtlıklar ve tesadüfi ilişkiler aracılığıyla yapının zamana dönüşmesini, mekânın görünmeyen boyutlarıyla kurulan fiziksel ve atmosferik diyaloglar üzerinden mimarlığın temsili ve mekân tartışmalarına yeni bir perspektif sunmaktadır.