Strüktür Sanatçısı Felix Candela’nın Eğrisel Formlardaki Yenilikçi Bakışının Mimariye Etkisi
Bu araştırmada, 1950’li yıllarda Felix Candela’nın eserleri ile yapılarda daha sık tasarlanmaya başlanan eğrisel formun, mimari yapılarda kullanımı ve günümüz mimarlık-mühendislik disiplinini şekillendiren tasarımcılar ile ilişkisi ele alınmıştır. Strüktür ve formun deneysel buluşmalarının en önemli örneğini sunan Candela’nın Santiago Calatrava ve Zaha Hadid eserlerinde eğrisel formların kullanımına verdiği ilham araştırılmıştır. Öncelikle Candela eserlerinin incelendiği çalışmada, Candela’nın öğrencisi ve iş ortağı olan Santiago Calatrava’nın ve Candela eserlerini vurgulamak için hiperbolik paraboloid paviliyon tasarlayan Zaha Hadid’in yapı tasarımlarındaki eğrisel form kullanımları incelenmiştir. Çalışmada, durum çalışması ve düzeylerine göre ilişkisel araştırma olmak üzere iki adet nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Candela’nın tasarımlarında yenilikçi form arayışlarının yalnızca inşa edildiği dönemi ve bölgeyi değil, yüzyıllar içerisinde çeşitli birçok bölgeyi etkilediği görülmüştür. Farklı işlevlerde kullanılan eğrisel formlar, Candela sonrası geniş açıklıkları geçmek dışında tasarım ögesi olarak kullanılmıştır. Calatrava ve Hadid’in strüktürel tasarım yaklaşımlarının ve heykelsi eğrisel form kullanımının Candela’nın etkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak mimarlar, diğer mimarlar dahil birçok kaynaktan örneğin doğadan, modadan, sanattan esinlenebilmektedir. Mimarlığın dilini anlamak için bir projenin veya bir akımın diğerlerini nasıl etkilediğini görmek etkileyici olmaktadır. Bu açıdan Zaha Hadid ve Santiago Calatrava yaşadığı zamana göre farklı strüktürel bir yaklaşım ortaya koyan Felix Candela’yı derinlemesine anlayarak kendi eğrisel form tasarımlarını genç mimarlara ilham verecek eserlere dönüştürmüşlerdir. |