Artırılmış Mekanın Sinematografiden Ortaya Çıkışı

 

ÖZET Sinema ile mimarlık arasındaki ilişki 21. yüzyılda teknolojideki gelişmelerin sanal olanı üretmesi sonucunda değişip gelişmeye başlamıştır. Araştırmanın amacı artırılmış gerçeklik teknolojilerinin mekanı nasıl etkilediği ve olası mekan tasarımını nasıl oluşturabileceğini keşfetmektir. Çalışmada sinema ve mimarlık ilişkisi bağlamında artırılmış gerçeklik teknolojilerinin mekan tasarımına etkisi ele alınmaktadır. Mekanların tasarlanmasında ve deneyimlenmesinde filmlerde kullanılan artırılmış gerçeklik teknolojilerinin beden üzerinden nasıl bir rol oynadığı Terminatör 2, Blade Runner 2049 ve Tron Legacy filmleri üzerinden incelenip, ardından dijital olarak yapılan deney çalışması ile ortaya konulmuştur. Bunun sonucunda da yeni bir mekan tasarım stratejisine doğru gidebilecek yaklaşımlar ele alınmıştır. Bu mekan stratejisi, 21.yy teknolojilerinin sağladığı bilgiler ile farklı mekan deneyimlerine bağlı çeşitli anlatılar üretebilir. Yeni stratejide beden bir form olarak değil, hareketi içeren sinematografik bilgi olarak ele alınır ve “artırılmış mekan” olarak adlandırılır. Hareketi kodlamanın kendisi bir anlatı oluşturur. Diğer taraftan insan bedeni ile çevreden gelen bilginin katmanlaşması birbirleriyle etkileşimi sağlar. Bu katmanlaşma yeni gerçeklikleri oluşturarak Deluezyen anlamda fiziksel (edimsel) ve sanal (virtüel) gerçek arasındaki ilişkiyi kristalleştirir. Böylece artırılmış gerçeklik teknolojileri ile birlikte mekan anlatısında yeni olasılıklar ve gerçeklikler elde edilir. The Emergence of Augmented Space from Cinematography ABSTRACT The relationship between cinema and architecture, the advances in technology in the 21th century has begun to change and develop as a result of its production of the virtual one. The research aims to explore how augmented reality technologies affect space and how they can create the possible design of space. In this study, in the context of the relationship between cinema and architecture, the effect of augmented reality technologies on space design is discussed. Movement-body-space in the context of the relationship between cinema and architecture, space fiction in cinema, the development process of augmented reality technologies the effect of augmented reality technologies on space design are highlighted. The role of the augmented reality technologies used in the films in the design and experience of the spaces on the body was examined through the films Terminator 2, Blade Runner 2049, and Tron Legacy, and then it was presented with a digital experiment. As a result, approaches that can move towards a new space design strategy are discussed. This spatial strategy can produce various narratives based on different spatial experiences with the information provided by 21st-century technologies. In the new strategy, the body is treated not as a form, but as cinematographic information that includes movement and is called “augmented space”. Coding the movement itself creates a narrative. On the other hand, the layering of the human body and the information that comes from the environment provides interaction with each other. This layering crystallizes the relationship between the physical (actual) and the virtual (virtual) real in the Deleuzian sense by creating new realities. Thus, new possibilities and realities are obtained in space narrative together with augmented reality technologies.